Songül Hanım, 27 yıldır kurumunuz Natal Fizik Tedavi rehabilitasyon merkezi bölgemizin değerli bir kurumu, bize kliniğinizden bahseder misiniz?
1992 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Fakültesi’nden mezun olduğumda iki şey önemliydi benim için; ilki koruyucu halk sağlığına katkıda bulunmak bir diğeri ağrılı gelen hastalarımıza yan etkisiz en doğru tedavi programı ile şikayetlerini gidererek yaşamlarında pozitif değişiklik yaratacak etki yaratmaktı. Bu amaçla 1993 yılında kurduğumuz kliniğimiz, fizik tedavi rehabilitasyonda, bel-boyun rahatsızlıkları, iskelet kas sistemi rahatsızlıkları, sinir sıkışmalarında, sporcu sakatlanmalarında, fibromiyaljilerde, hamile eğitim egzersiz programlarında, sağlıklı beslenme, jinekolojik rehabilitasyonda, klinik pilates egzersizlerinde, omurga rehabilitasyonunda, ortopedik rehabilitasyon, geriatrik rehabilitasyon da 27 yıldır başarı ile hizmet vermektedir.
Omurga rehabilitasyonun da tedavi programınızı biraz açar mısınız
Bel boyun ağrıları yaşamda insanın en az bir kere muzdarip olduğu bir konudur. Buna şehirlerdeki çalışma koşulları eklenince sırt ağrıları da artık hemen herkesin gündeminde. Bildiniz gibi omurga omurlar, aralarındaki diskler yanlardan çıkan sinirler, içinden geçen omurilik etrafındaki ligament, kaslardan meydana gelmiş vücudu dik tutan, üzerine binen yükleri absorbe eden, yanlarından çıkan sinirlerle kol bacak gövdemizin hareket etmesini sağlayan hayati bir organımızdır. Aynı zamanda omurganın şeklinin normalden sapması kifoz (kamburluk), skolyoz (yana olan eğrilik) gibi postürde ve bazen de ileri durumlarda sağlıkta ciddi neticeler doğuran bir sonuca götürür. İnsanın duruşu karşı tarafa kendimizle ilgili çok önemli bilgi verir. Toparlarsak omurga sağlığı postürden genel sağlığımıza kadar bireyin üzerinde çok önemli bir konudur.
Natal da omurga sağlığı programı;
Tabi ki her durumda detaylı analiz, muayene, gerekli ise çeşitli tanı yöntemleri, ağrının ayırıcı tanısında çok önemlidir. Her bel ağrısı bel fıtığı değildir, her boyun ağrısı boyun tutulması değildir. Şifada temel birinci ve en önemli konu ağrının gerçek sebebinin ne olduğunun tanısının konmasıdır. Ve bunu yaparken hastanın max. oranda ekonomik ve psikolojik olarak korunması ilke olmalıdır. Kliniğimizde temelde üç aşamalı hasta takibi yaparız. İlk olarak ağrıyı en erken dönemde mümkünse ağrı kesici ilaçlar kullanmadan geçirmek, bunu sağladıktan sonra kişinin fonksiyonunu arttırmak ve uygun egzersiz programını dahil etmek, son olarak kişinin tüm yaşamında korunacağı ve hatta kuvvetleneceği, önerileri yaşamına dahil etmesini sağlayarak tekrarlayan şikayetlerin önüne geçmek.
Burada kişinin çalışma koşulları, beslenme alışkanlıkları, duygu durumu, immünolojik sağlığı, aile hayatı gibi çok yönlü konular dikkatle gözden geçirmek ve şikayetlerinin tekrarlamaması için uygun rehberlik yapmak çok kıymetli bir konudur. Natal hastalarına bütüncül tedavi programları uygulayarak ve bütün şikayetlerimizin bir zincirin parçası olduğu bilinci ile lokale bakarken bütünü korumayı ve bütünde yapacağı olumlu katkıların hastanın genel duygu durumundan, hareket kapasitesine, uyku kalitesine, sistemik kronik enflamatuar şikayetlerden korunmasına kadar çok yönlü katkı sağlamayı hedef ve disiplin olarak görür.
Ağrıyı gidermek için manuel terapi bizim en temel ilacımızdır. Omurga rehabilitasyonunda 27 yıldır aldığım çeşitli lisans üstü eğitimlerle ben ve ekibimizdeki tüm arkadaşlarım manuel ve medikal tedavide uzman kişileriz. Ağrıyı dokunarak, çeşitli medikal yöntem ve tekniklerle bazen acılıda olabilen uygulamalarımız sayesinde ilk iki üç uygulama sonrası hiçbir ağrı kesici kullanmadan mucizevi denecek kadar başarılı sonuçlar almaktayız.
Kuvvetlendirme aşamasında en büyük destekçimiz Oriegine omurga kuvvetlendirme programımız haftada bir gün 10 dakika 10 haftada uygulanan program bel kaslarınızı hiç olmadığı kadar güçlü yapmaktadır. Üstelik bu kuvvet durumu geri dönüşsüz olarak korunmaktadır.
3. aşama ise zaten başlamış olduğumuz ağrıyı etkileyen, tetikleyen ve veya yapan etkenlere dikkatlice odaklanarak onları kişinin hayatından elimine edebilmesine rehberlik etmek oluyor ki burada temel amacımız hastamızın hayatında küçük değişiklikle büyük netice oluşturabilmek. Örneğin tatlıdan uzaklaşması, hayatına küçük bir egzersiz katması, biyolojik ritmine uygun olmayan bir yaşamı varsa onu hatırlatmak gibi onlarca sayabileceğimiz kalıcı küçük değişiklikler yaratmak gibi
Songül hanım görüyorum ki vücudumuzun küçük bir bölgesindeki ağrıyı oraya fizik tedavi yaparak geçirmeye çalışmak sizin anlayışınızda yok bunu duymak gerçekten çok etkileyici son olarak ne söylemek istersiniz
Gülşah hanım insan eti kemiği, duygusu, ruhu, zihni ile insandır. Yani ondan neyi ayırırsanız eksik bırakırsınız bütün değildir dolayısı ile hastalarımızın zihinsel nedenlerinden tutunda ayak parmağınızdaki nasıra kadar kişinin üzerinde önemli etkenler vardır. Orkestra gibi bugün onlarca tahlil ve MR larla hastayı yorup sonra kendi haline bırakmak maalesef Ortodoks tıbbının ciddi bir yarasıdır. Natal tüm bunların farkında olarak hastasına zarar vermeden mümkün mertebe onu en iyi seviyeye getirmeyi bir yaşam biçimi olarak algılar.
Fzt. Songül Sevim