Düşük Omuz Sendromu
Düşük omuz tanımlamasıyla belli başlı postür ve duruş bozukluklarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Skolyoz
Omurgada var olan eğrinin gelişmiş oluğu tarafın karşı tarafındaki omuz seviyesinin diğer omuz seviyesine göre daha aşağıda olmasıdır. Bu durum omuz seviyeleri arasında asimetriye neden olurken ilgili taraf için düşük omuz tanımlaması kullanabilmektedir.
Kifoz
Omurganın üst bölümünde (cervical bölüm +thorocal bölüm) var olan fizyolojik eğrinin; çeşitli sebeplerle (duruş bozuklukları, çalışma koşulları, emosyonel etkenler, omurga problemleri vb.) normalden belirgin bir şekilde arkaya doğru artış göstermesi sonucunda her iki omuz öne ve aşağıya doğru yönlenir. Postürün bu haline baş ve boyun, öne doğru pozisyon alarak yer değiştirir.
Böyle bir postürde omuzların tanımlanması düşük omuz tanımı olarak geçer.
Myofacial Ağrı Sendromu
Üst gövde ve omuz çevresi kas dokusunun ve fasyasının çeşitli sebeplerle (aşırı fiziksel yükleme, emosyonel stresler vb.) aşırı uyarılması sonucunda ilgili bölgede oluşan kas spazmı ve strain sonucunda aynı taraftaki omuz antaljik postüre bağlı olarak geçici omuz düşüklüğü yaşanabilir. Gerekli ftr programı kullanılarak kısa sürede omuz sevileri normalleşebilir.
Ortopedik Patolojiler
Bir omuzda gelişmiş olan ortopedik problemler (rotator cuff sendromu ya da fozen shoulder, synovit vb.) sonucunda eklem problemin gelişmiş olduğu taraf omuz yükselip öne doğru hafif yer değiştirirken sağlıklı taraf omuz daha aşağıda gözlemlenecektir.
Böyle bir durumda karşımıza çıkan düşük omuz; ağrılı, fonksiyon kaybı yaşayan omuz tedavi edildiğinde omuz seviyeleri kişinin kendi normal sevilerine dönüşebilecektir.
Omuz düşüklüğünün karşımıza çıktığı her durumda gerekli klinik değerlendirme yapılarak planlanacak fizik tedavi ile sorun ortadan kalkacaktır. Düşük Omuz Sendromu için bize ulaşabilirsiniz.
Sağlıklı Günler Dileriz.
Natal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi
Çocuklarda Omurga Sağlığı
Çocuklarda Omurga Sağlığı, Omurga vücudumuzun en önemli taşıyıcısıdır. Omurga; boyun-sırt, bel ve kalça olmak üzere 4 bölgeye ayrılır. 4 bölgenin de yandan bakıldığında, ön ve arka yönde olmak üzere doğal fizyolojik eğrilikleri vardır. Ancak omurgayı meydana getiren omurların bir dizisinin yan yana olan eğriliği doğal değildir ve buna “Skolyoz” denir. Skolyoz C ve S şekillerinde olabilir.
İki guruba ayrılır.
Yapısal Skolyoz; Doğuştan oluşur. Nedeni belli değildir ve nörolojik tipleri vardır.
Yapısal olmayan skolyoz; Geçici postüral bozukluklarla meydana gelir. (Düzeltilebilmesi daha kolaydır.)
Amerika’da ilköğretim yıllarında tüm çocuklar Skolyoz açısından taramalara tabidir. Dolayısıyla özellikle çeşitli yanlış postür (duruş) alışkanlıklarına bağlı yapısal olmayan Skolyozları tedavi etmek mümkün olabilir. Muayene ve tüm omurganın ayakta röntgeni çok önemlidir. Röntgenler bize eğimin C ve S olduğunu, omurun distorsiyon derecesini ve kemiklerdeki defektleri gösterir. Skolyoz hafif, orta ve ileri derecede olabilir.
Kızlarda daha çok görülür
Kızlarda erkeklere göre 5 kat daha fazla görülmektedir. Ve yapılan araştırmalara göre her 10 kişiden birinde omurgada yana olan eğrilik (Skolyoz) deformitesi vardır. Özellikle büyüme döneminde çocukların ebeveyni tarafından tabi ki çok önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarında dikkat etmesi gerekenler; Her iki omuz yükseklikleri eşit mi? Kalça kemiklerinin yükseklikleri eşit mi?, Belinin bir yanı daha mı çukur?, Tek ayak üstüne mi hep yük aktarıyor?, Bir tarafa doğru eğilim görüntüsü var mı?, Her iki göğüs kafesleri eşit mi?, Biri diğerine göre önde veya geride mi?
Avrupa ve Amerika ülkelerinde fizik tedavi uygulamalarının yanında manuel terapi ve cranio-sacral terapi dediğimiz kafa ve kuyruk sokum üzerinden yapılan tedavilerde uygulanmaktadır. Bu uygulamalarla bütün omurganın segment segment hareketliliğinin arttırılması ve böylece fonksiyonelliğinin korunması amaçlanır. Ayrıca omurgayı hem direk hem de dolaylı yollarla etkileyebilecek bütün kas ve membran (zar) yapılarının gerginliğini azaltmaya yönelik yöntemler yer almaktadır. Ve bununla ilgili haftada 1 gibi 10 dakikalık egzersizlerle düşük dereceli eğriliklerde büyük gelişmeler gözlenmektedir.
Çocuklarda Omurga Sağlığı hakkında detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz nedir? Omurganın lateral eğriliği olarak tanımlanmasına rağmen 3 boyutlu bir deformitedir. Skolyozun şiddeti, başlangıç yaşı ve ilerlemesi bireylerde farklılık göstermektedir. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Birçok skolyoz ilerlemeden tespit edilirse cerrahiye gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir.
Genellikle torakal ve lumbal eğrilikler daha sık görülmektedir.
Skolyoz’un Sınıflandırılması
Skolyozu fonksiyonel (yapısal olmayan) ve strüktürel(yapısal) skolyoz olarak ikiye ayırabiliriz. Fonksiyonel türe aynı zamanda Postüral Skolyoz’da denilmektedir. Altta yatan patolojik durum ortadan kalktıktan sonra postüral skolyozda düzelmektedir.
Skolyoz Türleri
1-İdiopatik Skolyoz
Nedeni bilinmeyen Skolyoz türüdür
İdiopatik skolyoz gelişmeye başladığı yaşa göre sınıflandırılmıştır.
- İnfantil başlangıçlı idiopatik skolyoz: 0-3 yaş
- Juvenil başlangıçlı idiopatik skolyoz: 4-9 yaş
- Adolesan başlangıçlı idiopatik skolyoz: 10-18 yaş
2-Nöromüsküler Skolyoz
Temel nedeni kas ve sinir hastalıklarıdır.
3-Konjenital Skolyoz
Anne karnında çocuğun gelişimi sırasında omurga anormalliklerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Skolyoz türleri arasında en çok İdiopatik Skolyoz görülmektedir. Bunun dışında Konjenital ve Nöromüsküler Skolyoz diğer sık görülen türlerdir. Skolyoz tek başına olabileceği gibi kifoz ile birlikte de olabilir.
Kifoz Nedir?
Omurgaya yandan bakıldığı zaman torasik omurganın artmış eğriliğine denir. Halk arasında kamburluk olarak bilinmektedir. Kifoz sadece postüre bağlı gelişmişse çoğunlukla egzersiz ve uygun vücut postürü alışkanlığı kazandırılarak düzeltilebilmektedir.
Skolyoz’un Nedenleri
Bu hastalık altta yatan farklı hastalıklar nedeniyle görülebilmektedir. Ancak yapılan tüm çalışmalara rağmen idiopatik skolyozun nedeni ortaya konamamıştır. Genetik yanının olduğunu gösteren çalışmalar vardır fakat tam bir genetik geçiş şekli tanımlanamamıştır. Ayrıca genetik dışında çevresel faktörlerin skolyoz gelişimden etkili olabileceği düşünülmektedir. Bunlardan en önemlisi büyüme sırasında oluşabilecek problemlerdir. Bununla beraber herhangi bir sporun skolyoz oluşumuna neden olduğunu gösteren kuvvetli kanıtlar bulunmamaktadır. Bunların dışında kas ve sinir hastalıklarına, doğumsal omurga anomalilerine bağlı skolyoz görülmektedir.
Hastalarda Klinik Görüntü Nasıl Olur?
- Bir omuz diğerine göre daha yüksekte olabilir.
- Kollar yanda sarkıtıldığı zaman bir taraftaki kol vücutta daha uzakta durabilir.
- Bir kürek kemiği diğerine göre daha yüksekte veya daha belirgin olabilir
- Bir kalça diğerine göre daha yüksekte veya daha belirgin görünebilir.
- Kafanın izdüşümü vücudun tam orta eksenine denk gelmeyebilir.
- Hastadan omurgası yere paralel olana kadar eğilmesi istendiğinde sırtının bir tarafı diğerine göre yüksek görülebilir. Buna hörgüç görüntüsü denmektedir.
- Göğüs kafesinin asimetrik duruşu gözlenebilir
Skolyoz Tedavisi
Tedaviye karar vermede eğriliğin derecesi, tipi, ağrı, eğriliğin ilerleyici olup olmadığı oldukça etkili faktörlerdir. Ayrıca tedavinin başarısında erken tanı çok önemlidir. Bu hastalık ilerleyebilir, aynı derecede kalabilir veya düzelebilir. Tedavi gidişatını belirleyen ana faktörde bu sürecin önceden tahmin edilmesidir.
Tedavi her hasta için farklı olmaktadır. Bu durum skolyoza ve hastadaki diğer ek patolojilere bağlı değişiklik göstermektedir.
Genellikle hastalara uygulanacak ilk tedavi yöntemleri cerrahi yöntemler dışındakilerdir. Bunlar vücudun düzgün postürünü sağlamaya yönelik fizik tedavi uygulamalarıdır.
Bu hastalığın tedavisinde amaçlarımız; postürü düzeltmek, esnekliği arttırmak, kas kuvveti dengesizliğini düzeltmek ve solunumu düzeltmektir. Bu amaçlar doğrultusunda hastanın durumuna göre uygun egzersiz programları belirlenmesi gerekmektedir.
Günümüzde bu hastalığın tedavisinde üç boyutlu tedavi yöntemi oldukça önemli hale gelmiştir. Üç boyutlu tedavi yöntemi 1921 yılından beri Almanya ‘da kullanılmaktadır. Mrs. Kathrine Schroth bu yöntemi ilk olarak kendisinde 11 yıl kullandıktan sonra, birçok bilgiyi bir araya getirerek, öğretilebilir bir yöntem mozaiği oluşturmuştur.
Yapılan çalışmalara göre bu tedavi yöntemiyle hastaların daha az kısmı cerrahiye gereksinim duymaktadır ve deformitelerinde belirgin oranlarda düzelmeler olmaktadır.
Üç boyutlu tedavi yöntemi ile puberteye bağlı skolyoz olgularında daha çok başarı sağlanmaktadır.
Üç boyutlu tedavisinde amaç:
- Vertabra düzgünlüğünü sağlamak.
- Düzgün postürün sağlanmak ve korunmak.
- Bacak, ayak, sırt ve karın kaslarının kuvvetlendirmek.
Yapılan bütün egzersizler sırasında solunum egzersizleri kullanılmalıdır.
Skolyozun uygun endikasyonlarında ortezleme ve cerrahi yöntemlerde kullanılmaktadır. Şunu da unutmamalıyız hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın egzersiz altın standarttır.
Ortezlemedeki amaç; eğrinin kontolünün sağlanması, dengenin arttırılması, kişinin dış görünüşünün düzeltilmesi, eğrilik artışının kontrol altına alınması ve cerrahi sonrası stabilizayonun sağlanmasıdır.
En çok kullanılan ortezler MİLWAUKE KORSESİ ve KOLTUK ALTI ortezlerdir.
Üzerinde durulması gereken diğer önemli bir nokta da skolyoza sahip kişilerde günlük yaşam aktivitelerinin, aktif tedaviler dışında bir sisteme oturtulması gerektiğidir. Dinlenme, oturma ve sosyal aktiviteler sırasında hastanın yapması gerekenler ve kaçınması gerekenler pozisyonlar çok iyi bir şekilde belirtilmelidir. Eğriliği artırıcı pozisyon ve hareketlerden uzak durulmalıdır, uyuma ve dinlenme pozisyonları düzgün postürlerde olmalıdır.
Skolyoz Nedir?
Bu hastalık hakkında bilgiler, tedavi yöntemleri ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.