Eyvah Belim Tutuldu!
Covid-19’dan önce uzun saatler masa başında oturmanın bel şikayetlerini arttırdığını dile getiriyorduk. Bugün masa başında değil, evdeyiz; maalesef çalışma şeklimizde çok fazla bir değişiklik olmadı bel ağrısı şikayetleri devam ediyor.
Bu yazımızda bel ağrısı nedenlerinin medikal detay sebeplerine girmek istemiyoruz, daha çok küçük öneriler ile omurga sağlığımızı ve belimizi nasıl koruruz buna bakacağız.
Sevgili okuyanım son yıllarda yazılarımda sıkça değindiğim bir konu var insan bir bütündür. Fiziksel, ruhsal, bağışıklık sistemi, hareket sistemi ve sosyal ilişkileri ile. Bedenimizde herhangi yolunda gitmeyen bir konu varsa bilmemiz gerekiyor ki yukarıda ki konulardan bir ve veya birkaçında istenmeyen şeyler var demektir. Özellikle kas iskelet sistemi ile ilgili sağlık sorunumuzda şu soruyu kendimize sorabiliriz .Hemen öncesinde ne yaşadım. Stres, kaygı, üzüntü, uykusuzluk, bağırsak sorunları (kabızlık, diare, gaz, şişkinlik), rutin dışında bir fiziksel aktivite, alerji, yeni kullanmaya başladığımız ilaçlar, ergonomik olmayan masa sandalye bilgisayar kullanımı, sağlıksız yatak-yastık , herhangi bir nedene bağlı öksürük, hapşırma oldu mu ? İlk bakışta yukarıdaki nedenlerle bel ağrısının ne gibi bir bağlantısı var diye düşünebilirsiniz. İşte bu nedenle diyoruz ki bağırsak sağlığınızdan, herhangi bir yaşadığınız üzüntüye veya küçük bir gribal enfeksiyon nedeniyle öksürük yaşamanız hepsi birden bel şikayetlerinizi başlatabilir veya arttırabilir. Nasıl mı? Gece sinirli olarak yatağa giderseniz, uyku kaliteniz düşük olur, kaslarınız yeteri kadar gevşemez, yatağınızda ortopedik değilse ve sabah uyandığınızda yanına ters bir harekette eklerseniz işte bir anda “Eyvah belim tutuldu” demeniz işten bile değildir. Veya biraz göbeklisinizdir sırt, bel, kas bağlarınıza gerilim yükü çok biniyor akşam yemeğini kaçırdınız, üstelik geç yediniz menünüzde tahıl ve sindirimi kolay olmayan besinler vardı şişkinlik gaz sorunlarınızla birlikte karnınızın şişmesiyle deri altındaki fasia dediğimiz tüm vücudumuzu boydan boya saran yapının aşırı gerilmesi kas spazmına omurlara olan basının artmasına ve gerginliğe sebep olarak yine sabah uyandığınızda küçük bir hareketle dona kalır ve eyvah belim tutuldu diyebilirsiniz.
Tüm bunlardan görüldüğü gibi aslında şikayetlerimizin büyük kısmı günlük yaşantımızdaki masum, küçük ama sonucu büyük bazı fonksiyonlarımızdan kaynaklanmaktadır. Öyleyse sorunlarımızda öncelikle kendimize, yaşam tarzımıza, o günlerde içinde bulunduğumuz duygu durumumuza, besin alışkanlıklarımıza bakmamız ve istenmeyen, sizi rahatsız ettiğini düşündüğünüz veya hissettiğiniz etkenleri elimine etmeniz aslında şifaya giden çok önemli bir adım olacaktır. Hastalarıma yıllardır ağrıyı anlatırken söylediğim şey “Ağrı trafikteki kırmızı ışıktır ve iyi ki var bizi daha büyük kazalardan korur”. Yani ağrı varsa o an ve/veya günlerde yaptığımız yanlış bir şey vardır. Bedenimiz bize dur diyor. Duracağız ve bakacağız. Mevlana’nın dediği gibi “Yara sende şifa sende”.
Bel Tutulması Tedavisi
Şikayetimizi ortaya çıkardığını veya arttırdığını düşündüğümüz etkenleri kaldırdıktan sonra ikinci adım sorunumuzun tam olarak mı kısmen mi çözüldüğüne bakmak. Halen desteğe ihtiyacınız varsa özellikle belimiz için yapmamız gereken şey iki üç gün düzenli olarak dinlenmek, sıcak nemli kompres uygulamak yumuşak masaj yapmak iyi gelecektir. Tabi ki eğer özellikle kas iskelet sisteminden konuşuyorsak hareketi mutlaka reçetemize eklemeliyiz .Burada kritik konu egzersizlerin mutlaka doğru seçilmiş olmasıdır. Bu nedenle hangi egzersizi yapıyor olursanız olun hareket sırasında veya sonrasında ağrı meydana getiren harekette asla ısrar etmeyin. Rahatlatan kaslarınızı germe ve küçük kuvvetlendirmelerle kasılma, gevşeme kabiliyetini arttıran egzersizler ilk bir hafta içerisinde şikayetlerinizi çok büyük bir oranda giderecektir. Eğer tüm bunlara rağmen ilk on gün içinde ağrınız devam ediyorsa veya artıyorsa bel ağrınızın yanında bacakta uyuşma yanma karıncalanma, ayak bileği hareketinde kontrolsüzlük, baş parmakta kuvvet kaybı,yürüyüşte topuk basma veya parmak ucuna yükselmekte zafiyet varsa vakit kaybetmeden ortopedi, ftr hekimi veya nöroşirüji uzmanlarına görünmenizde fayda olacaktır.
Unutmayalım ki hayatında en az bir kere bel ağrısı şikayeti olmayan hiç kimse yoktur. İş gücü kaybından hareketsizliğe, cinsel fonksiyon bozukluğundan postüral yanlış duruşlara kadar çok yönlü bizi etkileyen bel şikayetlerinin 95/100 i basit önlemlerle tedavi olmaktadır.
Koruyucu halk sağlığı açısından omurgamızın güçlü yapısının devamlılığı büyük önem arz eder. İşte burada devreye olmazsa olmazımız fonksiyonel fizyoterapi girer. Fonksiyonel diyorum çünkü herhangi bir Fizik Tedavi Merkezi‘nde alacağınız sadece basit elektroterapi gerçek bir tedavi asla değildir. Size yazımın en başında vurguladığım konuların hepsine bütün olarak bakabilme ve detaylı kas iskelet sistemi muayenesinden sonra sizin tedavi programınızı hayatınız boyunca uygulayabileceğiniz bir programla destekleyebilecek bir Fizik Tedavi Rehabilitasyon kadrosu sizi güvende hissettirecek ve gerçek tedavinizi planlayabilecektir.
Geçtiğimiz şu sıra dışı zorlu günlerde hatırlamamız gereken şey hem bedenimizin hem zihnimizin dengede ve esnek olmasıdır. Her şey gelir geçer önemli olan geçtikten sonraki kalıntıları. Kalıntıların en az olması demek zamanında kendinizi görmeniz ve gereken önlemleri zamanında almanız demektir. Hepinize özünüzle bütünlük içinde olduğunuz sevginin şifalandıran gücünü derinden yaşadığınız sağlıklı günler diliyorum.
Natal Fizik Tedavi
Songül Sevim
Fizyoterapi Rehabilitasyon Nedir?
Dünyada 100 yılı aşkın süredir ülkemizde 50 yıldır fizyoterapi mesleği icra edilmektedir. Fizyoterapi rehabilitasyon hastalıkta ve sağlıkta kişinin daha iyi seviyeye gelmesi için programlar belirleyen hedefleri olan ve bu konuda elektroterapi, egzersiz, manuel terapi, masaj, sağlıklı beslenme, motivasyon gibi teknik ve yöntemlerden destek alan bir tedavi yöntemidir. Yediden yetmişe tüm yaş gruplarına destek verir.
Fizyoterapist Kimdir?
Üniversitelerin dört yıllık fizyoterapi ve rehabilitasyon fakültelerinden mezun olarak teşhisi konmuş hastalara tedavi programları oluşturan meslek dalı uzmanlarına ise fizyoterapist denir.
Fizyoterapistler, kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında,kalp damar hastalıklarında ,kadın doğumda, nörolojik rahatsızlıklarda (parkinson, kaza veya enboli ,kanama sonrası inmeler) herhangi bir nedenle doğumsal ve veya sonradan gelişen engellilerde, sporcu sakatlıklarında, omurgaya ağit bel boyun fıtıkları, kamburluk, skolyoz, kireçlenme gibi ağrılı veya postüral sorunlarda, ileri yaşa bağlı kemik erimesinde, kas tutulmalarına bağlı ağrılarda, gerilim tipi baş ağrılarında, yürüyüş bozukluklarında, solunum sistemi hastalıklarında, yukarıdaki yöntem ve teknikleri kullanarak ihtiyaca göre belirlediği hedeflerle kişiyi ağrısız, fonksiyonel, bağımsız, hale getirmek için hedefleri olan kişilerdir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Fizyoterapistlik mesleği görüldüğü gibi hastalığın ve sağlığın her alanında var olan ve destek verdiği kişiye ilaç önerisinde bulunmadan kişinin kendi potansiyelini en üst seviyede açığa çıkarması konusunda hasta ile birebir çalışan bir meslek dalıdır. Ülkemizde ilk olarak fizyoterapistlik ünvanı Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi mezunlarına verilmiştir. Arkasından ülkemizde yaygın olarak FTR okulları açılmıştır.
Engellilerin rehabilitasyonunda en önemli pozisyonunu alan fizyoterapistler, artık endüstiriyelleşmiş şehirlerde sadece hastalıkta değil masa başı çalışmaya bağlı çeşitli postür bozuklukları ve buna bağlı iş verimliliğinin kaybı, gergin kaslar ve kassal ağrılar nedeniyle sağlıklı kişilerinde büyük destek aldığı kişilerdir.
Fizyoterapi Rehabilitasyon
Ağrısız, sızısız yaşamınızda hareket ve sağlıklı beslenmenin, yüreğinizde yaşama sevincin dolu olduğu güzel günler dileriz.
Natal Fizik Tedavi Merkezi